Sunday, August 22, 2010

Kos ve Nysiros'ta Bir Hafta

Ağustos'un en sıcak ve nemli günlerinde İstanbul'dan olabildiğince uzaklaşmak durumundaydık. Çünkü oturduğumuz binada Temmuz ortasından beri mantolama denen kabus yaşanıyordu ve zaten vıcık vıcık olan havayı daha da bir yoğun hissediyorduk. Ben arada sırada evden de çalışan bir insan olarak bu havalardan ve evin basık, boğuk, nemliiii halinden bolca nasibimi aldım :) Vantilatörler, tavan vantilatörleri filan derken, klimadan da hoşlanmadığım için içimiz yandı durdu valla Ağustos başından beri..

Dedik ki Kos'a gidelim :) Ada sevdası da var, misler gibi ada havası alalım, hem Yunan Adaları pek revaçta bugünlerde (Ayça Şen durmadan anlatıyor, gazetelerde yazılar çıkıyor), ayrıca ben uzunca bir süredir Yunanca öğrenme derdindeyim, biraz da pratik yaparım, güzel olur. Gerçekten de çooooooooook iyi etmişiz, misler gibi bir tatil yaptık Kos'ta.


İnsanın aklına geliyor tabii, neden Yunan adasına gidelim? Aynı deniz, aynı kum, aynı yemekler bizim Ege sahillerinde de yok mu? E var tabii ama bizde biraz fazlası da var :) Mesela yüksek fiyatlar, her yerde insanın dibinde biten irite edici satıcılar, bolca maganda, tatilde insanın moralini bozuveren çarpık ve çirkin yapılaşma gibi ekstra güzellikler :) de var.

Ben bayılıyorum bizim Ege sahillerine ama şu aralar biraz daha sakin ve keyifli bir Ege tatili yapasımız vardı bizim :)

Ulaşım
Kos'a Bodrum'dan feribotla gittik. Günübirlik turlarda vize gerekmiyor (sabah 9:30'da gidip öğleden sonra 16:30'da Kos'tan hareket ederek dönüyorsunuz) ama biz adada kalacağımız için Schengen'e ihtiyacımız vardı. Schengen vizesini Yunanistan yerine İtalya veya Fransa'dan almanızı tavsiye ederim, daha uzun süreli ve çok girişli vize veriyorlar, böylelikle aynı vizeyle başka yerlere de seyahat edebiliyorsunuz.

Uçağımız Bodrum'a saat 12:30 gibi indi, bu nedenle Kos'a öğleden sonra hareket eden Yunan feribotuyla gittik. Sabah Türk tekneleri Kos'a gidiyor, aynı saatlerde de Yunan tekneleri Kos'tan Bodrum'a geliyor. Saat 16:30'da da tekneler her iki yönde geri dönüyor. Adaya öğleden sonra gitmek istediğimiz için saat 16:30'da kalkan Nissos Kos adındaki Yunan teknesine bindik.

Feribot biletlerini Bodrum Feribot İşletmeciliği ofislerinden aldık. Fiyatı kişi başı 28 Euro. Çok komik bir şekilde, günübirlik gidiş dönüş bilet alırsanız da aynı fiyat :)

Konaklama
Kos oldukça büyük bir ada olduğu için bol bol otel seçeneği bulabiliyorsunuz. Ayrıca daire (apartment) kiralamak da mümkün.

Gitmeden birkaç hafta önce Internet'ten otel araştırmıştık (bu araştırma sırasında Google Maps çok çok faydalı oldu) ve Continental Palace Hotel'de yer ayırtmıştık. Büyük bir otel olmasına rağmen çok sevimli, temiz, başarılı bir mekan. Yemekler de fena değil. Şiddetle tavsiye ederiz :) Fiyatları bizim Ege sahillerindeki birçok otele göre makul (2 kişi için gecesi 90 Euro - kahvaltı ve akşam yemeği dahil). Merkeze çok yakın, yürüyerek 15 dakikada, otobüsle 3-5 dakikada ulaşabiliyorsunuz.

Ama Kos'a tekrar gidecek olsak muhtemelen Continental Palace'ın olduğu Psalidi'de değil de Lambi dolaylarında bir yerde kalırdık. Lambi'nin denizi ve kumu daha çok hoşumuza gitti.

Adada Ulaşım
Kos'ta rahatça gezip tozmak, adanın her yerini (olmasa bile büyük bölümünü) görmek için bir vasıta kiralamak şart. Bu açıdan da ada pek zengin, araba olsun, scooter olsun, ATV olsun, buggy olsun, bisiklet de olsun, cins cins araç kiralayabiliyorsunuz... ancak: araba kiralamak için Türk ehliyeti yeterli değil, uluslararası ehliyet lazım. Gitmeden alırsanız arabanız günlük 50-70 Euro karşılığı sizin oluyor :) Biz bunu biraz ihmal etmişiz, benim muhtelif sağlık durumlarımdan dolayı scooter, ATV veya buggie de olasılık dışı kaldı, o yüzden tabanvay ve otobüsle gezdik.

Otobüsler pek güzel, klimalı, rahat, ama saatlere pek uymuyorlar. Arada sırada otobüs beklerken sefil olduğumuz oldu :)

Tabanvay dediğimiz araç da alışkın olmayan bünyede yorgunluk yapabiliyor tabii :))) Bütün gün ofiste yürüdüğümüz 15 adım dışında yürüyüş yapamayınca biraz hamlamışız :) Ama insan açılıyor, bunun canlı kanıtı benim :))) Çok yürüdük çoooooooooook :))) Yollar da yürümekle aşınmıyormuş hani.

Deniiiiz Güneeeeş ve Kum :)
Gelelim en önemli mevzuya: deniz! Arabasız kaldığımız için sadece Psalidi ve Lambi plajları hakkında ahkam kesebileceğim :) Lambi gerçekten güzel, pırıl pırıl, şıkır şıkır :) Bodrum kıyıları gibi (Karaincir plajına benzettim ben).

Lambi'de birçok beach var, her biri şezlong ve şemsiye kiralıyor (2 şezlong + 1 şemsiye = 5 Euro), içecek ve yiyecek de alabiliyorsunuz. Biz Alter Ego Beach'i çok sevdik, sahipleri çooook sevimli bir çiftti ve yüzleri sürekli gülüyordu. Bol bol karpuz ikram ettiler :) Ayrıca kocam ouzo'lardan da nasibini aldı :)))

Ben özellikle muz ağaçları arasındaki duşu sevdim bu plajda :) Duş alırken yanınızdaki yeşil yeşil muzlar gerçekten egzotik bir hava katmış ortama :)))


Öğle yemeklerimizi de plajın tam karşısındaki Old River Restaurant'tan aldık. Buranın sahibi Yusuf Bey, Kos'lu Türkler'den (yaklaşık 2.000 Türk yaşıyormuş Kos'ta), çok hoşsohbet, neşeli ve sempatik bir kişi. Ayrıca çok güzel souvlaki yapıyorlar (dürüm gibi, tavuklusunu özellikle tavsiye ederim, içinde koyu Yunan cacığı olunca yaz sıcağında şahane gidiyor!).

Psalidi'nin bazı bölgeleri de hoşumuza gitti, ama bazı yerlerinde deniz dibindeki "otlar" (bizim bildiğimiz yosunlara benzemeyen, değişik bir yosun cinsi) biraz rahatsız edici olabiliyordu. Belki de marinaya yakın olduğu için kum pek güzel değildi, deniz içindeki kum özellikle biraz balçık havasındaydı.

Yeme İçme
Yunan yemekleri bizim yemeklere pek benzer malum. Özellikle meze siparişi verirken hiç zorlanmayacağınız kesin :)

Ben bugünlerde yemekten çok tatlı ve dondurmayla ilgileniyorum şahsen! Merkeze çok yakın bir pastane var, adı To Special. Ben böyle dondurma yemedim! Böyle bir şahane bir dondurma ne zamandır yemiyordum, Allahım! Ne muhteşem birşeydi o öyleeeeeeee!


Burayı bulmakta hiç zorlanmazsınız çünkü akşamları önünde uzunca bir dondurma kuyruğu oluyor. Özellikle Mr.Niko adındaki yer fıstıklı dondurmaları çok güzel (içinde bütün bütün yer fıstıkları var!), ayrıca Ferrero Rocher de bayağı iyi :) Düşündükçe bir mutlu oluyorum valla!

Gezme Tozma
Arabasızlığın gözü kör olsun! Neyse, biz de günübirlik bir turla Nysiros'a attık kendimizi.

Seyahatimize başladığımız gün Vatan gazetesinde Süha Derbent'in Nysiros hakkında bir yazısını okuduk ve aklımıza takıldı bu minik ada :)

Biz aslında 3 ada turu yapmak istemiştik (Kalymnos - Pserimos - Plati), ancak bu tura giden tekneler hıncahınç insan dolu, mülteci gemisi tadında, ürkütücü kalabalık teknelermiş :) Milletle omuz omuza, güneş altında bir tam günün geçmeyeceğini fark edince aldığımız bileti iade ettik ve Nysiros turu aldık. İyi ki de almışız!

Çok sempatik, minicik, şirin ve sıcacık bir tipik Yunan adası Nysiros! Küçük beyaz evleri, mavi mavi boyalı pencereleri, daracık sokaklarıyla tam bir Ege adası havasında. Bana biraz Patmos'u da anımsattı. Aynı Patmos'taki gibi iyi hissettim kendimi :) Ayrıca bir de badem şurubu var bu adanın, pek lezzetli :)

Aslında adada çok meşhur ve turistik bir volkan var, ama biz volkanla hiiiiç ilgilenmedik ve adadaki toplam 3-4 saatimizi etrafı gezmeye, yüzmeye ve yemeye içmeye ayırdık :) Limandan çıkıp turist güruhuyla beraber birkaç dakika yürüyünce hemen plaja ulaştık. Minicik, sempatik, halk plajı gibi, sanki adalıların denize girmesi içinmiş hissi uyandıran bir plajcık! Deniz çok güzel, pırıl pırıl; su serin serin, etrafta güzel güzel kayalıklar... Bütün seyahatimizin en güzel plajıydı Nysiros'taki. Üstelik etrafta herhangi bir tesis de yoktu, sahilde birkaç tanecik şemsiye ve şezlong vardı, ama belli ki halka aitti hepsi :)

 


Nysiros'ta resmen huzur bulduk :) Gerçi huzuru bulan sadece biz değilmişiz, ada sokaklarında dolaşırken bir emlakçının camında çalışma saatlerini gördük: akşam 6'dan 8'e kadar! Ne hayat ama! Hayranız kendisine, hastasıyız! İdolümüz oldu Nysiroslu emlakçı! Hayat bu olsa gerek :)

Sonuç!
Sonuç olarak Kos seyahati bizim için çok keyifli ve unutulmazdı! Bodrum'a bu kadar yakın, ama bu kadar farklı bir mekanda tatil yapmak çok hoşumuza gitti, tavsiye ederiz :)

Seyahatiniz daha güzel olsun diye bazı önerilerim var:
  • Gitmeden uluslararası ehliyet alın ki araba kiralayabilesiniz :)
  • Vize meselesini unutmayın, maalesef gece kalacaksanız Yunan adaları Schengen vizesi istiyor
  • Hem Bodrum'da, hem de Kos'ta ülkeye girişte yaklaşık yarım saat (hatta 40 dakika) kuyruk bekleniyor. Bu nedenle dönüş için uçak, otobüs, vb biletinizi çok dikkatli planlayarak alın, pasaport kuyruğu stres yaratmasın 
  • To Special'de dondurma yemeyi ihmal etmeyin lütfen, benim için de yiyin! 
  • Mümkünse bir adaya daha gidin, gerçekten hepsi birbirinden az çok farklı :)
Güzel yolculuklar!

2 comments:

Unknown said...

Artık biraz da evde dursanız desem?

Aysegul Ozgur said...

Hihihihi :))) Hazır gezebiliyorken birazcık daha gezseydik?